"NOSTRATIC" SÖZCÜGÜNÜN AD-OLGUSU (ETIM-OLOJISI) HAKKINDA
 
 

Yazan: POLAT KAYA

1. GIRIS

1.1) Bu yazi Latince NOSTRATIC sözcügünün etimolojisi ("ad-olgusu") ile ilgilidir. Bilindigi üzere, bir grup dilciler NOSTRATIC sözcügünü günümüzde var olan çok çesitli dillere "bir-ata" veya "bir-ana" rolu oynayabilecek çok eski bir dile, 12,000-15,000 sene evvelinde var oldugu sanilan bir dile, ad olarak verilmesini teklif etmektedirler. Bunun yaninda, yine ayni maksatla fakat daha kapsamli ad olarak verilmesi düsünülen baska bir ad da AUSTRIC sözcügüdür. Bu konuda, açiklamalar yapan bir yaziyi Rick Mc Callister adli yazar

http://www.muw.edu/~rmccalli/NostraticFAQs.html

web adresinde vermistir.

1.2) Benim bu konuda ilk hamlede aklima gelen husus sudur: "Butün dillere "bir-ata" olabilecek geçmisteki bir dile bu NOSTRATIC adini seçenler acaba neye dayanarak bu adi koydular? Neden baska bir ad degil de "Nostratic" bu konuya uygun bir ad olabiliyor mus? Yoksa birilerinin bildigi gizli kalmis bazi bilgiler mi var ki bazi dilciler o bilgilerin isigi altinda bu adin en uygun ad olacagini "bilimsellik" kisvesi altinda ortaya atiyorlar? Unutulmamalidir ki GENESIS 11 "bütün dünyada konusulan tek bir dil vardi ve gidip bu tek dili öyle bozalim ki onu konusanlar bir daha biribirlerini anlayamasinlar" seklinde bir açiklamada bulunuyor. Bu bazi gruplara üstü kapali verilmis bir dinsel emir olsa gerek. Simdiye kadar da hep bu dinsel emirin istedigi yerine getirilmistir göruuntüsü vardir. Her ne kadar bu tek dilin kimligi açiklanmamissa da, benim arastirmalarimin isigi altinda ve bana göre, bu tek dil Türkçden baska bir dil degildir. Zira en geç M. Ö. birinci bin yilin sonlarina kadar dünyada eski Tur/Türk dünyasinin evrensel bir sekilde tapilan üçlü Gök-Ata-Tanri/Gün-Tanri-/Ay-Tanri'a dini yaninda yine ayni Tur/Türk dünyasinin dili olan Türkçenin de çok yaygin kousulan bir dil oldugunu gösteren pek çok deliller vardir. Burada bazi örnekler vermeyi uygun görüyorum.

1.3) Örnegin Büyük Iskenderin harb zamaninde bindigi atinin adi "boa/boga-kafalu" anlaminda "Bucephalus" (Grekce "boukefalos" (Bull headed)) imis (EBWLD. 1963, Vol. 1, p. 173). Atina ad olarak Türkçe "Buga-Kafalu" diyen bu kisinin kendisinin Türkçeyi bilmemesi imkânsizdir. Görüldügü üzere bu ad her haliyle yüzdeyüz Türkçedir. Üstelik "Bukephalus" seklinde Greklere maledilen bu sözcügün hiç te Greek olmadigi ve Türkçeden alindigi da gün gibi asikardir (zaman: M. Ö. 330 civari).
 
 

1.4) ALEXANDER

Bunun gibi ALEXANDER ve ISKENDER adlari da bu kumandani yüceltici mahiyette Türk dilinde ve eski Tur/Türk törelerine göre düzenlenmis unvanlardir. ALEXANDER adi "AL-EX-AN-DER" < "AL-EKuS-AN-DER" seklinde bakildiginda, adin birden fazla anlamda oldugu izlenebiliyor:

a) "AL-EKuS-AN-DER" eski Türkçenin "AL-OKuS-AN-DER" deyimi oluyor ki bunun günümüz Türkçesi ile anlami "Al-Okuz Gök-dur" oluyor. Bu deyim içinde, "Al-Ekus/Okuz" günesin (kendisine tapilan Gün-TanrI) adidir. Iskender kendini günese benzettigi gibi ayni zamanda benzetme (mecaz) yoluyla kendisinin "AN/Gök" oldugunu da söylüyor. Gökten daha büyük bir sey olmadigina göre kendisinin ne kadar "büyük" oldugu ifade ediliyor. Büyük bir cografyayi alip "Grekleri" Hindustan'a kadar tasidigina göre, "Büyük Iskender" adinin anlamini "Alexander" adinda da tasiyor.

Eski Tur/Türk dünyasi, ki Masar/Misir buna dahildi, törelerine göre bütün hakanlar Gök-Tanri Günesi ve onun özelliklerini kendilerine ünvan alirlardi ve böylece kendilerini yer yüzünde Gök-Tanrinin temsilcisi ilan ederlerdi. Büyük Iskender de ayni sekilde davranmis ve kendisine Türkün Gök-Tanrisi OGUZ'un simgesi olan "OKUS" u ad olarak almistir. Böylece, ALEXANDER adi aslinda "Gök-Al-Okus-dur" Türkçe deyiminin degistirilmis ve Türkçeden uzaklastirilmis halidir. Kendisinden sonra, bir "pagan" olan Roma Imparatoru Augustus da "OGUS-ATA-US" (Akil-Ogus-Ata) deyimi ile adini yine Türkçeden almistir.

b) "AL-EKuS-AN-DER" Türkçenin "AL-OKuS-hAN-DER" deyimidir ki yine bu haliyle Alexander kendini Türk dünyasinin Gök-Tanrisinin (günesin) adi olan AL-OGUZ-HAN adini kendine ünvan alarak aliyor ve kendini yine Gök-Tanri, Günes, Ay seklinde ilan ediyor. AL sözü Türkçe "kirmizi" renk anlaminda olup, Türkçe "MOR" sözü gibi, Günesin baska bir adidir. Osmanlilar da kendilerine AL-OSMAN (AL-OGUS-MAN anlaminda) derlerdi.
 
 

2) ISKENDER

ISKENDER adi da bu dediklerimizi teyid ediyor. Söyle ki: ISKENDER < "IS-KEN-DER" seklinde incelendiginde Türkçenin "I-aS-KÜN-DÜR" ("Bir essiz Gün'dür" anlaminda) yahut "AS-KÜN-DÜR" ("Essiz Gün'dür" anlaminda) deyimleri oldugu görülüyor. KAN/KEN/KIN/KUN/KÜN sözcükleri Türkçe "GÜN" sözünün degisik sekilleridir. Bu Türkçe ünvan da yine Büyük Iskender'i "günes'e" benzetiyor, yani onu Gök-Tanriya yüceltiyor. Görülüyor ki ALEXANDER ve ISKENDER adlarinin ikisi de Türkçe deyimler olup Gök-Tanri Günesi iki ayri sekilde Türkçe olarak tanimliyorlar. Kendilerini "ULU" gören bu ve bunun gibi diger kisilere ad ve unvan yapiminda kullanilan Türkçenin bu maksatla kullanilabilmesi için genis bir cografyada yaygin konusulan bir dil olmasi gerekir. Diger taraftan bu kadar karisik bir Türkçe ünvani kendine ad alan kisinin Türkçe bilmemesi de imkânsizdir.

Burada sunu da hatirlatmak yerinde olur ki Büyük Iskender ile baslayan Asyanin elegeçirilmesi ile Greklere eski Türk dünyasinin tahrip edilmesi firsati çikmistir. Büyük Iskender'in ölümünden sonra Güneydogu anadoluda kurulan Grek kiralliklari Türk dilinde tanimlanmis olan pek çok sözcügü degistirmisler ve eski Türk dünyasinin kültürünü yagma etmislerdir.

Bu arada "CULTURE" (Latince "cultura", Greek ve Germanic "culture") sözü de Türkçenin "KÜL-TURA/TORA/TÖRE" deyiminden kaynaklanmakta ve böylece "culture" sözü "essiz-töre", "ünlü töre" anlamindadir. Eski Türkçede "Kül" sözü "sanli", "söhretli", "bilinen", "taninmis" anlamlarinda olan bir deyimdir, "Kül-Tekin" adinda oldugu gibi.
 
 

3) BUCENTAUR

Yine Greek ve Romalilarin mitolojisine göre, BUCENTAUR sözcügü ile gövdesi "bua/boa/boga" gövdesi ve gögsü, iki kolu ve basi insan biciminde olan garib bir yaratik tanimlanmaktadir (EBWLD, 1963, Vol. 1, p. 173). Grekce diye bilinen bu sözcük, gerçekte Türkçenin "BUA-KEN-TUR" (BOGA KÜN-TUR) deyiminden baska bir sey olmayip eski Tur/Türk dünyasinin dininde Gök-Tanri'yi (ATA-Tanri, Gün-Tanri, Ay-Tanri) temsil eden OGUZ/OKUZ'u tanimlamaktadir. Oguz-Kagan'in hayvan simgesi "OKUZ" idi ki bu ad OGUZ adiyla ayni seslidir. Böylece Oguz-Kagan ve onunla ilgili Türk efsaneleri Grekler ve Latinlerce bilindigi gibi Türkçe "okuz/öküz" ve "boa/boga" adlari da biliniyordu.
 
 

4) CENTAUR

Ayrica, Grek efsanesinde CENTAUR diye, gövdesi "AT" gövdesi, ve gögsü, kollari ve basi insan olan garib bir yaratik daha tanimlanmaktadir. Yine bu sözcükte de Türkçenin: a) "KUN-TUR-A" (Gün ve Ata-Tanri O); b) "KUN-TUR-A" (Kün'tur-o); c) KUN-TURA" (Gün ve Ay O); d) "KÜN-aTA-U-eR" (Gün-Ata O ER); e) "KÜN-AT-U-eR" (GÜN At O eR) deyimleri vardir ki Greklerin CENTAUR dedikleri hayali yaratik ta bu Türkçe deyimlerin AT ve ATA ile ilgili olanlarin sekillendirilmis halidir, (EBWLD, 1963, Vol. 1, p. 215). Burada da Türkçenin "at" ve "ata" sözcüklerinin Grekler ve Romalilar tarafindan bilindigi asikardir.

Eski Türk dünyasinin efsanelerinde GÜN ve AY birer kutsal gök atlaridir. Gün/Günes AK-AT'tir, AL-AT'tir, KOR-AT'tir ve günümüzde sik sik kullanilan "KIR-AT'tir. Türk dünyasinin KOR/KÖR-OGLU ve onun KIRATI ile ilgili "KÖROGLU" adli efsanevi destan eski Türk dünyasinin Gök-Tanri hakkinda gelistirdigi ve göksel varliklari masalda insanlastirilmis kahramanlar olarak gösteren bir Türk destanidir. Yine eski Türk törelerinde, AY mecazi anlamda "ALA-AT'tir", "APALACA-AT'tir" ve OGUZ-KAGAN'in "APALACA AYGIRI" dir. Bati dillerine bu Türkçe at adi "Appaloosa" seklinde geçmistir. Greklerin Pegasus diye adlandirdiklari "kanatli" göte uçan "ak at" eski Türkçenin "aPe-EGAS-US" ("US Oguz-Apa" yahut "Bir/Essiz Oguz-Apa) anlaminda Türkçe deyimden yapilmis bir at adi olup Günes Oguz'u temsil eder.
 
 

5) CERBERUS

CERBERUS Grek ve Roman mitolojisinde (EBWLD, 1963, Vol. 1, p. 217), "cehennemin kapisini bekleyen üç basli bir köpek olarak gösterilen garib bir yaratigi tanimlamaktadir. Bu temsili resimde, ortada ki bas daha çok insan basini andirir bir sekilde ve bir gözü kör olarak tanitilmaktadir. Bu sözcükte de CERBERUS Türkçenin "KOR/KÖR-BIR-US (OGUZ)" deyiminin degistirilmis sekli olup bu sözcük ile tanimlanan garibe eski Tur/Türk dünyasinin Gök-Tanrisidir. Grek dünyasi bu benzetme ile, Türk dünyasinin tanrisini küçültmekten ve karalamaktan kendisini alamamistir. Bu tanimlamada da Türkçenin "KOR", "KÖR", "BIR", ve "US" (akil) sözcüklerinin hem Grek ve hem de diger Avrupa bölgelerinde en inceliklerine kadar bilindigi bellidir.

Olasilikla bütün bu mitolojik tanimlamalar, eski Tur/Türk dünyasinin gelistirilip bir dünya dini haline getirdigi Gök-Ata-Tanri/Gün-Tanri/Ay-Tanri üçlü gök-dini kavramini karalamak, geçersiz ve tutarsiz oldugu görüntüsünü halka asilayarak onu tahrip etmek gayretleridir. Bütün bunlari söylememdeki maksadim M.Ö. birinci bin yilda Avrupanin her yaninda Türkce dil konusan Tur/Türk halklarinin var oldugunu isaretlemek içindir. Zira, NOSTRATIC ve/veya AUSTRIC deyimleri bu Tur/Türk insanlari ile çok yakindan ilgilidir.
 
 

6. NOSTRATIC

6.1) Çagdas dilciler tarafindan o eski zamanlarda konusulan tek dilin TÜRKÇE oldugunu söylemek yerine, o eski dile NOSTRATIC adini vermeleri, eski dünyanin "TÜRKÇE" konustugu gerçegini iyice silmek demektir. Böylece hem binlerce sene öncesinden gelistirilmis TUR/TURK medeniyeti ve de onun dili olan"TUR DILI" tarihin karanliklarina daha da gömülmüs olacak ve hem de bu eski ana/ata dilin, yani Türkçenin yeni adi, Greek dili gibi, aslinda Türkçeden kirilarak yapilmis yapay bir dil olan LATINCE'ye mal edilmis olacak. Bu sekilde dünyaya dil, din ve medeniyet vermis olan eski Tur/Türk insaninin gelistirdigi medeniyet tahrip ve talan edildigi gibi hem de TUR adi tarihten iyice silinmis olacak. Çagdas "uygar" insanlik bir kadirsinaslik yapip onlarin TUR adini dahi dogru olarak anmayacak. Bravo uygarliga!

6.2) NOSTRATIC sözcügünün etimolojisi hakkindaki görüsüm söyledir: Her seyden önce, bu adi kullananlarca NOSTRATIC sözcügü ile eskiden var olan ve halen yasamayan, tarihe karismis, dünyanin her tarafinda yasamis ve dilini zamanimizin dillerine temel yapmis "etnik bir insan grubu" kastedilmektedir. Nedense, bu insanlarin kimliginin Latince "noster", "nostra", "nostrum", "nostri", "nostras", "nostratis" ve "nostratic" gibi deyimlerle tanimlanabilinecegi görüntüsü veriliyor. Bu Latince sözcükler hep birbirleriyle dil akrabaligi içinde olduklarindan, bence, "nostratic" hakkinda bilgi edinebilmek için bu sözcükleri de gözden geçirmek gerekir. Fakat onlara geçmeden önce açiklamak istedigim konu ile ilgili bazi baska hususlara da deginmek gerekir. Söyle ki:

6.3) Çok iyi bilinir ki eskilerdenberi Günese, Ay'a tapan yerli halklar pek çok Avrupali ve Semitik yazarlarca "pagan" ve "heathen" gibi adlarla tanimlanmistirlardir. Bu deyimlerin açikca anlami bu yerli halklarin bir Gök-Tanriya, Günese ve Aya taptiklaridir. Fakat bu açiklamayi kimse getirmez, zira o takdirde kendi dediklerini çeliskiye düsürmüs olurlar. Zira iddia sudur ki "Gök-Tanri kavramini" insanliga Yahudiler yani "Jehovah'ya" inananlar vermislerdir. Tabii bu arada Tur/Türk dünyasini adi dahi söz konusu edilmez. En azindan eski Masar/Misir Gök-Tanri dinine dahi dokunulmaz. Acaba eski "pagan" dinine ne oldu?

6.4) "Pagan" ve "heathen" deyimleri ile tanimlananlarin "dinsiz ve tanrisiz" olduklari, yani "atheist" olduklari iddia edilir. Halbuki bu iddianin gerçekle hiç bir iliskisi yoktur. Gerçek sudur ki Gök-Tanri dini tamamen Türk dünyasina aittir ve onlarin gelistirip dünyaya verdikleri dindir. Baska dinler hep bu dinden kaynaklanmistir. "Pagan" sözcügü, Webster's Collegiate Dictionary" Fifth Edition, 1947, Ingilizce olarak söyle tanimliyor:

["Late Latin, "paganus" heathen, French, Latin "paganus" civilian, also, peasant, French "pagus" village, district]. 1. Formerly, one not of a Christian people; now, one who is neither a Christian, a Mohammedan, nor a Jew; a heathen. 2. An irreligious person. - adjective: 1. Of or pertaining to pagans or to their worship; heathen, idolatrous".

Bu ve bunun gibi tanimlamalar, çok olasilikla Musevilik ve Hiristiyanligi iyi göstermek için yerli halkin dinini karalayan tanimlamalardir. Gerçek ile pek ilgisi olmasa gerek.

6.5) Bence, "pagan" sözcügünün ad-olgusu (etimolojisi) söyledir: "pa-g-an" < Türkçeden "aPA-aGa-AN" ("Gök-Aga-Apa", "Gök-Aga-Ata") anlaminda Gök-Tanriyi tanimlayan bir sözcük oluyor. Ayni sekilde, "heathen" sözcügü de "h-eat-hen" seklinde incelendiginde yine Türkçenin "aHa-ATE-HEN" ("Aga-Adi-HAN", "Aga-adi "aHa-AN = Gök-Aga "" anlaminda) deyimi oluyor. Ayrica, "idolatrous" sözcügü "ido-la-tr-ous" seklinde incelendiginde Türkçenin "ODI-AL-TUR-OUS" (O idi Al Tur Oguz) deyimi veya "ODI-AL-TUR-OUS" (ADI Al Tur Oguz) deyimi ortaya çikiyor ki bu da yine hem Gök-Tanri OGUZ (Gün-Tanri, Ay-Tanri) ve Gök-Ata-Tanriyi (TUR) tanimlayan bir tanitimdir. Bütün bunlardan görülüyor ki "pagan", "heathen" ve "idolatrous" sözcükleri ile tanimlananlar hep eski Tur/Türk dünyasinin insanlaridir. M. Ö. ki çaglarda bütün dünyanin inanci bu Gök-Tanri OGUZ dini idi. Elbetteki eski Tur/Türk dünyasi kendi Gök-dinini binlerce sene yasarken, Judeo-Christian dini diye bir kavram ortalarda yoktu bile.

6.6) Bu temel bilgilerle birlikte su hususlari da eklemek gerekir: "OS" sözcügü gerek Latince de ve gerekse diger bati dillerinde Türkçenin "OS" (öz, gerçek) ve OUS (Oguz, Aguz) sözcüklerine es degerdir. Ayni zamanda, OS sözcügü Latincede Aus/Agus/Aguz (mouth) anlamindadir ki eski Tur/Turk töresinde, OGUZ ve AGUS hem-sesli (ayni-sesli) sözcükler olup fakat iki ayri anlamda olan sözcüklerdir. Türk inançlarinda Evreni yaratan OGUZ'dur, fakat sözü söyleyen "AGUZ'dur". AGUZ ise Türkçe "SÖZ'dür". Böylece, evrenin yaradilisinda ilkin OGUZ (TANRI) ve hem de AGUZ (SÖZ) vardi. Aguz (Söz) ise insan aklindan geçen her fikri dile getirmege yetenekli bir araç olarak Tanriya eslik eden bir kavramdi. O sebeple ve mecazi olarak biri digerinin yerine kullanilabilmektedir.

6.7) Avrupanin Türkçeden kirilmis dillerinde varolan eklerden birisi, Ingilizcede oldugu gibi, "IC" seklinde yazilip "IK" seklinde okunan ektir. Örnegin: ASIATIC (Türkçe "Asya-cidi", "Asya-lidi" anlamlarinda) sözcügünde ki "IC" eki, Türkçenin CI, Ci, CU, CÜ eklerinin tek bir ek halinde gösterilen fakat degistirilmis ("anagrammatize") halidir. Bu eki NOSTRATIC ve AUSTRIC sözcüklerinde de görüyoruz.
 
 

7) NOSTRATIC

Bu açiklamalari yaptiktan sonra, simdi Nostratic ile ilgili sözcüklerin etimolojisine bakalim:

Cassell' "Latin - English Dictionary", Macmillian Publishing Company, 1987, p. 148) söyle tanimlama yapiyor:

7.1) Ingilizce olarak, NOSTER, NOSTRA ve NOSTRUM sözcükleri "our" (bizim), "ours" (bizimkiler); "of us" (biz hakkinda , hakkimizda), "to us" (bize), "for us" (bizim için); m. plural "nostri" "our people" (halkimiz) seklinde tanimlaniyor. Ayrica, "NOSTRAS", "nostratis" sifat olarak "of our country" (ülkemiz hakkinda) ve "native" (yerli halk) seklinde tanimlaniyor. Böylece gürülüyor ki bu "Latince" sözcükler Türkçe karsiligi olarak: "bizim", "bizimkiler", "halkimiz", ülkemiz" ve "yerli halkimiz" kavramlarini tanimliyor. Baska bir deyimle denebilir ki Roma Imparatorluguna "Latin" dilini hazirlayanlar bu sözcüklerle kendilerinden önce Avrupada bir "yerli halkin" oldugunu dolayli sekilde anlatiyorlar.

7.2) NOSTER < "N-OS-TER" seklinde incelendiginde, bu sözcük Türkçenin "aN-OS'TUR" ("Gök-Ogus'tur") yahut "haN-OS'TUR" ("Han-Ogus'tur) anlamlarinda bir deyimi oldugu görülüyor ki bu hem Türklerin Gök-Tanrisini isaretliyor ve hem de Ogus Tur/Türk halklarini isaretliyor. TER eki Türkçenin TIR/DIR/TUR/DUR/TR/DR eklerinin ayni oldugu gibi, ayni zamanda Türklerin Gök-Ata-Tanrisinin adi olan TUR adini da gösteriyor. Böylece NOSTER sözcügü tamamen eski Tur/Türk dil törelerine göre yapilmis bir sözcüktür.

7.3) NOSTER sözcügü "NOS-TER" seklinde ayrilip "TER-NOS" seklinde incelendiginde, bu sözcük Türkçenin "TURaNUZ" (Turanluyuz) deyimi ile ayni olup Tur/Türk halklarinin "TURAN" anayurdundan olduklarini isaretliyor ki yine yerli halklarin Turanli olduklarini gösteriyor. Belki bu hususta pek yabana atilir bir husus degildir.

7.4) NOSTRA < "N-OS-TR-A" seklinde incelendiginde, bu sözcük Türkçenin "aN-OS'TUR-O" ("Gök-Ogus'tur-O"), yahut "haN-OS'TUR-O" ("Han-Ogus'tur-O") anlamlarinda bir deyim oldugu görülüyor ki yine hem Türklerin Gök-Tanrisini isaretliyor ve hem de Ogus Tur/Türk halklarini isaretliyor.

7.5) TUR sözcügü Tür/Türk halklarinin genel adidir. Sahis adi olarak TUR erkek adidir. TRA/TURA ise kendi basina "Tur-kadini" anlamindadir (Nuri/Nuriye, Ali/Aliye, Zeki/Zekiye, vs adlarinda oldugu gibi). TURA ayni zamanda AY'in baska bir adi olup Gök-Ata-Tanri TUR'un Öyü anlamindadir. Tarihte TROY diye bilinen sehir adi Tur/Türk insanina ait olup Türkçenin "TUR-OY/ÖY" (Tur-evi) deyimidir. Nitekim "TROY'un Fransizca karsiligi olan TRUVA adi da bunun dogrulugunu isbatlamaktadir; zira, TRUVA < "TR-UVA" Türkçenin "TUR-ÖVÜ" deyiminin degistirilmis bir halidir. TURA Türk dünyasinin hakanlarinin damgasidir (mühür). Dolayisiyle, AY da mecazi olarak Tur hakanlarinin gökteki kutsal damgasidir. TURA ayni zamanda eski Türk dünyasinin "TORA'si/TÖRE'sidir. Böylece, NOSTRA sözcügündeki "TRA" eki Türk dünyasi için çok önemli bir sözcüktür.
 
 

7.6) NOSTRUM sözcügü "N-OS-TRUM" seklinde incelendiginde, bu sözcük Türkçenin "aN-OS-TUR-UM" ("Gök-Ogus Tur'um"), yahut "haN-OS-TUR-UM" ("Han-Ogus Tur'um") anlamlarinda bir deyim oldugu görülüyor ki yine hem Türklerin Gök-Tanrisini isaretliyor ve hem de Ogus Tur/Türk halklarini isaretliyor. Sözcügün sonundaki -UM eki Türkçede "benim" anlamindaki ektir.

Türkçe "benim" sözünün çogulu ise "biziz" oluyor. Latince sözlük bu sözcükleri tanimlarken, Ingilizce karsiligi olarak "our" (bizim), "ours" (bizimkiler); "of us" (biz hakkinda , hakkimizda), "to us" (bize), "for us" (bizim için); ve "nostri" karsiligi olarak "our people" (halkimiz) tanimlamalarini verdigine göre, burada iki etimoloji arasinda anlam birligini de buluyoruz.

7.7) NOSTRAS ("Cassell's Latin-Eng. Dictionary, 148) sözcügü için "our country" (ülkemz), "our countrymen" (ülke halkimiz) ve "our native people" (Yerli halkimiz) tanimlamalari yapiliyor. NOSTRAS sözcügünü "N-OS-TRAS" seklinde inceledigimizde Türkçenin "aN-OS-TURAZ" (Gök-Oguz-Turuz), yahut "haN-OS-TURAZ" ("Han-Oguz-Turuz") anlamlarinda, çogul eki ile birlikte "Biz-Gök-Oguz-Turuz" (Biz-Oguz Gök-Türküz" deyiminde oldugu gibi)) deyimi ile karsilasiyoruz. Görülüyor ki bu sözcük te NOSTRATIC sözcügüne konu edilen yerli halklarin OGUZ'a inanan, Türkçe konusan TUR halklari oldugunu açikca belirtiyor.

7.8) "NOSTRATIS" sifat olarak, Ingilizce "of our country" (ülkemiz hakkinda) ve "native" (yerli halk) seklinde tanimlaniyor. NOSTRATIS sözcügü "N-OS-TR-ATIS" seklinde incelendiginde Türkçenin "aN-OS-TuR-ATIS" ("Gök-Oguz'tur adimiz") yahut ("Han-Oguz'tur adimiz") anlamlarinda bir deyim görülüyor. Burada "ATIS" sözcügünü Türkcenin (Azerbaycan Türkçesinde) "ATIZ/ADIZ" yahut "ADIMIZ" anlaminda alabiliyoruz.

7.9) Nihayet, NOSTRATIC sözcügü de Ingilizce "our native people", "our countryman" anlamlarinda olup Türkçe "yerli halkimiz", "ülkenin yerli halklari" anlamini tasiyan bir sözcük oluyor. Bu sözcük te "N-OS-TR-AT-IC" seklinde incelendiginde Türkçenin su deyimleri ile karsilasiyoruz:

a) "N-OS-TR-AT-IC" Türkçenin 'aN-OS-TuR-ATa-CI' ("Gök-Ogus-Tur-Ata'ci", Gök-Ogus-Tur-Ata'ya inananlar yahut "Han-Oguz-Tur-Ata'ya inananlar) anlaminda bir Türkçe deyimle karsilasiyoruz ki bununla da yerli halkin Tur/Türk halki oldugu açikca belirtiliyor.

b) "N-OS-TR-ATIC" Türkçenin 'aN-OS-TuR-CATI' ("Gök-Ogus-Tur'cudu", "Gök-Ogus-Tur'a inananlardi" yahut "Han-Oguz-Tur'cudu") anlaminda bir Türkçe deyimle karsilasiyoruz ki bununla da yine ülkenin yerli halkinin Tur/Türk halki oldugu açikca belirtiliyor.

c) "N-OS-TR-ATIC" Türkçenin 'OS-TuR-aN-CATI' ("Ogus-Turan'cudu", "Gök-Tanri Ogus-Han'a inanan Turanludu") anlaminda bir Türkçe deyimlerle karsilasiyoruz ki bunlar da yine ülkenin yerli halkinin Tur/Türk halki oldugunu açikca belirtiyor.

7.10) Bu açiklamalardan anlasiliyor ki bütün dünya dillerine "BIR-ATA" (PROTO) rolu oynayacak ve kendisine NOSTRATIC adinin verilmesi istenilen bu çok eski dünya dili gerçekte Gök-Tanri OGUZ-ATA'ya inanan ve TURAN'dan kopup dünyanin dört bir yanina yayilmis olan eski Tur/Türk dünyasinin TÜRKÇE dilidir.

7.11) Ayrica, bu adi ileri süren Avrupalilar olasilikla gerek Türkçenin ve gerekse Türkçeden kirma yoluyla gelistirilmis olduguna katiyetle inandigim Hint-Avrupa dilleri ile ve Semitik dillerin, olasilikla diger dünya dillerinin de Türkçe olarak, BIR GUNES-DILI, OGUZ-HAN-DILI, TUR-DILI ve TANRI-DILI oldugunu ve eski Tur/Türk dünyasinin töresi geregince Türklerin hemen hemen her önemli kavrama ad verirken KOR-KUT-ATA'yi (KUTSAL KOR ATAyi yani Gök-Kor-Ata-Tanriyi ve Gün-Tanriyi), diger bir deyimle "KUTSAL KÖR-ATAYI" yani Gök-Kör-Ata-Tanriyi ve Ay-Tanriyi) ad-vermeye çagirdiklarini bilmis olmalilar ki ayni töreyi bu konuda da tekrar etmekteler. Fakat bunu yaparken de bir "bilimsellik" görüntüsü altinda Türkçenin geçmisini tamamen silmek ugrasisi içinde olduklari hissedilmektedir.

Her ne kadar Avrupalilar kendi kültürlerinin Grek ve Roman kültürlerinden kaynaklandigini iddia ediyorlarsa da bunda ki gerçeklik payi gerçekte Tur/Türk dünyasindan aldiklarinin yaninda çok azdir. Ne var ki Avrupali bu isi yaparken Tur/Türk konusunda gizli ve suskun kalmayi tercih etmistir. Çok olasilikla bu durumlari bilenler idareci ve dinci gruplar olup sokaktaki halkin bilgisi disindadir.

***

8. AUSTRIC

8.1) Burada NOSTRATIC adiyla bir nevi es olan diger bir adi da hatirlamak gerekir. O da AUSTRIC adidir. Bu ad grubunun içine giren Nostratic diller arasinda Malayo-Polynesian, Tai-Kadai ve diger güneydogu Asya dilleri de giriyor. Dilcilere göre AUSTR sözcügü Latince "australis" (meaning "southern") ("güney") sözcügünden gelmektedir ve o da "güney" anlamindadir. Türkçe, dört yöne verilen adlar Dogu, Bati, Kuzey, Güney seklindedir. "Dogu" "Gün'ün/Günes'in" dogdugu yön, "Bati" "Gün'ün/Günes'in" battigi yön, "Kuzey" "KUZ/OGUZ-ÖY" yani "Gök-Tanri OGUZ'un öyü" anlamindadir. Eski Türk dini inançlarina göre "Gök-Tanri" Kuzey Kutup Yildizinda oturur. Bu sebepledir ki bütün evren hep onun etrafinda döner. Eski Türklerin bu inanci, günümüzde Islam dünyasinin Hac dini ödevlerini yerine getirirken Mekke'de "Kâbe" nin etrafinda dönmelerinde temsil edilmekte olsa gerek. Eski Türkler kutsal yerleri ziyaretlerinde de yine "ziyaretin" etrafinda dönerlerdi. Türkçe "Güney" yön adi ise "GÜN-ÖY" deyiminden gelir, zira Güney "gün enerjisini bol alan, günesli yani bol gün-isili yöndür".

8.2) Simdi, "güney" anlaminda olan "australis" adinin ad-olgusuna (etimolojisine) bakalim: Sözcük "aus-tr-al-i-s" seklinde incelendiginde Türkçenin "AUS-TuR-AL-I-aS" ("Oguz'tur I(bir)-AL-aZ", "Oguz'tur I(bir) essiz AL") anlaminda bir deyim olup eski Türk dünyasinin Gün-Tanrisi Al-Gün Oguz'u tanimlamaktadir. Böylece, bu "australis" seklindeki güney'i tanimlayan Latin sözcügün de yine Türkçe bir deyimden yapilmis oldugu görülüyor. Diger taraftan "australis" sözcügünü "austr-alis" seklinde ayirip tersinden Türkçe "ALIS-TUR-USA" seklinde okudugumuzda Azerbaycan Türkçesinde "ALUShTURUCU" (tutusturucu, yakici) anlaminda Türkçe bir deyimi buluyoruz. Elbetteki güneyde Günes "yakicidir ("alusturucu" dur). [Türklerin eski Türk törelerine uygun olarak yazdiklari "Kerem ile Asli" destaninda Asli Kerem'e der ki: "ALUSh KEREM TUTUSh KEREM YAN KEREM" / "ASLI DA SANA KURBAN CAN KEREM" seklinde deyip Keremin yanmasini "alush/alish", "tutush" "yan" (yanmaktan) sözcükleri ile önerir. Bu Türk destaninda da "KEREM" adi mecazi anlamda Günesi (Gün'ü), Türkçe "KOR'AM" (ateshem, odam) deyiminden, ve ASLI da "essiz-YELI" temsil etmektedir.]

8.3) Ayrica, tekrar tekrar üzerinde durdugum ve ister "Günes Dil Teorisi" deyin ister benim dedigim gibi Oguz-Han Dili deyin, Türkce ve Türkçeden yapilmis diger diller önemli kavramlara hep Oguz'un adini vermislertir. Bu bakimdan da güney'i Latincede tanimlayan "australis" sözcügünün "AUS-TUR" (Ogus'Tur) damgasini tasimasi dogaldir. Nitekim "AUSTRALIA" adi da pek gelisi güzel verilmis bir ad olmasa gerek. Belki "Güney-topragi" anlaminda bir ad oldugu iddia edilebilinirse de, aslinda "OGUS-TUR-AL-ÖY" Türkçe deyiminden yapildigi ve Günesin adini tasidigi inkar edilemez kadar açiktir.

8.4) Bunlarin isigi altinda AUSTRIC sözcügü "AUS-TRIC" analiz edildiginde, onun da etimolojisinin (ad-olgusunun) Türkçe "AUS-TIRK" (OGUZ-TÜRK) gibi degistirilmis bir deyiminden kaynaklandigi görülüyor. Ayrica, "AUS-TR-IC" seklinde incelendiginde Türkçenin "AUS-TuR-CU" (Ogus-Turcu) anlaminda degistirilmis bir deyimi oldugu görülüyor. Oguz-Turcularin ise Türkler oldugundan kimse süphe edemez.

8.5) Bunlarin isigi altinda, gerek NOSTRATIC ve gerekse AUSTRIC adlarinin eski Tur/Turk dünyasinin OGUZ-TUR yerli insanlari ile ilgili oldugunu ve her dile "Bir-Ata-dil" (proto-dil) olabilecek eski bir dilin Oguz-Tur insaninin dili olan Türkçe oldugunu göstermis oluyoruz. Bazilari, "ilimcilik" kisvesi altinda bu dediklerimizi pek kabullenemezler ise de bu ancak onlarin kendi sorunlaridir. Türkçeyi bilmeyen, bilse de iyi bilmeyen, iyi bilse de Türk kültürünü hiç bilmeyen çagdas Avrupali veya baska bir yerli dil arastiricisi sözcüklerin etimolojisini (ad-olgularini) iyi bilmedikce, ne kadar iyi niyetli ve samimi olursa olsun isinde zorluk çekme durumundadir. Halbuki, bence, NOSTRATIC ve AUSTRIC adlarini teklif edenler, geçmis dünyaya ait oldugunu bildikleri fakat aciklamadiklari bazi bilgilere sahip olduklarini dolayli sekilde gösteriyorlar. Son ikibin yil içinde Avrupalilarin, Avrupanin yerli TUR/TÜRK insanini nasil yok ettikleri halen belleklerinde olmalidir ki eski Tur dünyasi ile ilgili bu adlari teklif ediyorlar. Bu adlarin seçilisi tesadüflerle izah edilemez.
 
 

9. NOSTRADAMUS

9.1) NOSTRATIC adina benzer baska bir ad daha vardir ki o da NOSTRADAMUS adidir. Ancyclopaedia Britannica verilen bilgiye göre, bu adi takinan adam "1503-1566 yillari arasinda yasamiz Yahudi asilli bir Fransiz astrologu olup güya gelecegi görebilen ve önceden söyledikleriyle halen hatirlanan birisidir. Söylediklerine Avrupali çok önem verir. Onun asil adi Michel de Notredame veya Nostredame idi; felsefe (philosophy) ve tIb okuduktan sonra gelecekle ilgili kitaplar yazmis. [(philosophy < "phil-o-sophy" < Türkçe "BIL-O-SOFU" ("O Sofu-bilgisi" anlaminda bir Türkce deyim)].

9.2) "N-OS-TR-ADAMUS" adi Türkçe bir deyimden yapilmis bir ad göruuntüsünü vermekte olup, ad sahibini yükseltici ve sahibine seref veren bir addir. Söyle ki:

a) NOSTRADAMUS adi "N-OS-TR-ADAMUS" seklinde incelendiginde Türkçenin "aN-OuS-TUR-ADAMUZ" ("Gök-Oguz TUR adamuz"), yahut "haN-OuS-TUR-ADAMUZ" ("biz Gök Oguz Tur adamiyiz") anlaminda bir deyim oldugu görülüyor. Görülüyor ki Yahudi asilli oldugu söylenen bu adam kendisini bir Tur/Türk insani olarak tanitiyor. Ayni zamanda "Gök-Tanri TUR VE OGUZ'A INANan" kimseleriz, yani bizim Törelerimiz OGUZ-TUR töresidir diyerek törelerini de belirliyor. Bence, bunu ancak bir Tur/Türk asilli söyleyebilir. Yahudi asillilar kendi kimliklerine pek düskündürler. Çok olasidir ki Avrupanin eski Tur asilli insanlari izlenip yok edildiklerinden bu adam da kendi Tur/Türk kimligini kapatmak için kendisini "Yahudi asilli" olarak tanitmis olabilir.

NOSTRADAMUS hakkinda hazirlanmis bir TV programinda onun kitaplarinin kolay kolay anlasilamadigi, kullandigi dili kirmis oldugu ve Alman arastiricilarinin onun eserlerini anlayabilmek için büyük bir gayret içinde olduklari anlatiliyordu. Benim görüsümde NOSTRADAMUS'un kitaplarinin Türk dilcileri tarafindan da, baskalarinin etkisi altinda kalmadan, incelenmesi Avrupada konusulan eski Türkçenin anlasilmasi bakimindan essiz açiklamalar getirebilir.

b) Denebilir ki adamin adi zaten "Michel de Notredame veya Nostredame" idi ve dolayisiyle NOSTRADAMUS adi da bu addan geliyor. Bilindigi üzere NOTREDAME veya NOSTREDAME adi Paris'te ünlü bir kilisenin adidir ve iddiaya göre "BIZIM HANUM (Our Lady) anlaminda Isa'nin anasi Mary'e atfedilen bir kilisedir. Elbetteki bu kilise bir tapinak yeridir (Tanri-öyüdür) ve adin içinde en azindan Türkce "DAM" (ev) ve "ADAM" sözcükleri vardir. Simdi "Notredame" ve "Nostredame" adlarinin ad-olgusuna (etimolojisine) bakalim.

c) NOTREDAME adi "N-OT-RE-DAME" seklinde incelendiginde Türkçenin "aN-OT-ER-DAMI" yani "GÖK-OD-Eri-Dami (evi)", diger bir degimle "Gök-Tanri Gün'ün Dami (evi)" anlaminda bir tapinak yeri oldugunu tanitiyor ki bu tanitimla bu ünlü kilisenin bir Gün-Tanri tapinak yeri oldugunu ögreniyoruz. Notredame de Paris adini tasiyan yerin ise bir tapinak yeri oldugu inkar edilemez. Bunun baska bir anlami Museviligi ve Hiristiyanligi kuranlarin eski Türk dünyasina ait "Günes'e tapma dinini" öldürmüs olmalarina ragmen, Avrupalilarin halen Günes adina tapinak yaptigi görüntüsüdür. Bütün bu dediklerim "tesadüflerin" neticesi olamaz. Görülüyor ki bir takim olaylar kendi kendilerini izah edemez durumdadirlar.
 
 

d) Bunun gibi, NOSTREDAME sözcügünü "N-OS-TRE-DAME" seklinde inceledigimizde Türkçenin "aN-OuS-TUR-DAMI" ("Gök-Oguz Tur-Dami (evi)"), yahut "haN-OuS-TUR-DAMI" (Oguz-Han Tur Dami") anlaminda deyimler oldugu görulüyor ki bununla da Notredame kilisesinin Gök-Tanri "Oguz-Han ve TUR-Han adina yapilmis oldugu neticesi çikiyor. Bu neticeyi de tesadüflerle izah edemeyiz.

e) Ve yine NOSTREDAME sözcügünü "N-OS-TR-EDAME" seklinde inceledigimizde Türkçenin "aN-OuS-TuR-ADAMI" ("Gök-Oguz Tur-Adami"), yahut "haN-OuS-TUR-ADAMI" (Oguz-Han Tur Adami") anlaminda deyimler oldugu görulüyor ki bununla da burada Gök-Tanri Oguz-Han'a ve TUR-Han'a tapanlarin oldugu anlasiliyor ki bu netice de tesadüflerle izah edilemez..

f) NOSTRADAMUS adi ile kendisine "haN-OS-TUR-ADAMUZ" ("Oguz-Han Tur-adamuyuz") diyen Yahudi asilli bu adam kendisinin de "Oguz-Han Tur-adami" oldugunu Türkçenin birinci sahis çogul zamiri ("biz-uz" gibi) eki ile söylüyor.

g) Ve nihayet, NOSTRADAMUS adi ile kendisine "haN-OS-TUR-ADAM-US" yani "Oguz-Han-US-Tur-Adami" (akilli Oguz-Han Tur adami anlaminda) deyimi ile kendisini tasvir ediyor ki bu haliyle de adam kendisinin hayli ermis birisinin oldugunu söylüyor. Bu adama akilli uslu peygamber oldugu gözüyle bakilmasi da bu özelliginden olsa gerek. Burada yine akla gelen sudur ki, söylentilere göre geçmisteki peygamberlerin çogu "Yahudilerden çikmis" oldugu görüntüsü verildigine göre NOSTRADAMUS denen kisinin de "Yahudi" olmasi beklenir. Elbetteki bu gibi konularda "TUR'un" yeri olamaz ön yargisi her zaman için vardir. Buna ragmen, garip olan sudur ki Avrupanin yerli halklari olan Turlar eski dinlerinden zorla dündürülürken, "Katolik" dinine zorlaniyorlardi. Zaten Notredame kilisesi de bir Katolik kilisesidir. Yahudi asilli birisinin bu kilisenin adi ile kendisini tanimlamasi insani süpheye düsürüyor. Belki durumu arastiricilar daha iyi açiklayabilirler.

h) Bütün bu açiklamalardan, NOSTRAS, NOSTRATIC, AUSTRIC ve NOSTRADAMUS deyimlerinin kesinlikle eski Tur/Türk dünyasinin Türkçe konusan yerli halklarini tanimladigidir. Bunu inkâr etmek biraz zor olsa gerek. Bu adlari teklif eden dilcilerin, eger bütün gayretlerini "gerçegi" bulmak için harciyorlarsa, o takdir de bu dediklerimizi göz ardi edemezler. Zira bunlarin hiç birisi tesadüflerin neticesi degildir.

***

10. SONUÇ

Bütün bunlardan anlasilan sudur ki günümüz Avrupalilari arasinda bazi gruplar bu günkü Avrupalilardan önce gerek Avrupada ve gerekse dünyanin baska yerlerinde çok ilerlemis bir Tur/Türk medeniyetinin oldugunu ve eski dünyanin Tur dili (Türkçe) konustugunu bildikleridir. Bunu bildikleri içindir ki bu halklari dolayli sekilde NOSTRATIC, AUSTRIC gibi Ogus-Tur halklarini tanimlayan fakat görüntü bakimindan Tur/Türk halklariyla ilgisi olmayan sözcükler kullanip bu insanlari iyice belirsiz hale getirme cabalari içindeler. Bunun belki en iyi yapilis tarzi da "dilcilik ilmi" kisvesi altinda yapilmasidir. Hedef Türklügü karistirmak ve yok etmek olduguna göre, kullanilan araç ne olursa olsun, netice aynidir.

Bilinir ki gerek Roma Imparatorlugu devrinde ve gerekse Hiristiyanlik Avrupaya yayilmaya basladigi zaman, Avrupalilar hep "pagan" dedikleri halklarla cedellestiler. Pagan denilen gruplar da zaten Avrupanin ve Asyanin yerli halklari olan ve Türkçe konusan Tur halklari idi. Ne var ki Avrupaya Hiristiyanligi zorla yayayanlar, bu degisime direnen Avrupanin yerli Tur insanlarini hem öldürdüler ve hem de geride kalanlarin dillerini, dinlerini ve Turluk/Türklük kimliklerini eriterek kendilerine bagimli ettiler. Bu oyun Avrasyada Türklere devamli sekilde her firsatta tatbik edilen bir oyundur. Eski Tur/Türk dünyasinin üçlü Gök-ATA-Tanri/Gün-Tanri/Ay-Tanri göksel dinini karalamalarla yikip yerine AY kaynakli din kurucu ve yayicilari bu oyunun bas oyunculari olsa gerek.

Geriye dogru bakildiginda dilleriyle, dinleriyle ve kültürleriyle kaybolmus medeniyetlerin çogu "TUR" insaninin medeniyeti oldugunu görüyoruz. Bazi belirli gruplar ise hep kimliklerini devam ettirmektedirler.

***

Polat Kaya

Mayis 1, 2002
 
 

Mail to: <tntr@compmore.net>